MUSİC Player

22 Mayıs 2022 Pazar

Ağacın vedası…



Gökgürültüsü eşliğinde, delicesine yağmur yağıyordu. Saat gecenin 4’ü, aylardan Nisandı. 

Önünü görmekte zorlanıyor, zorlukla ilerliyordu.. Sanki yağmur düştüğü heryeri cilalıyor parlatıyordu..

Bir virajı döndüğü sırada, bir anlığına her yer bembeyaz oldu.. Ardından iliklerine kadar hissettiği bir gürültü geldi..

Aracını sağa çekti.. İndi.. 

Tam da yanından geçtiği ağaca yıldırım düşmüştü.. 

Öylesine büyük bir yıkımdı ki, yıldırımın düştüğü yerde canlı belirtisi kalmamıştı.. 

5 saniye önce yemyeşil, dimdik olan ağaç ikiye ayrılmış, içinden dumanlar yükseliyordu..

Aklına zamansız, apansız kaybettikleri geldi o ağaca bakarken.. Gece bir barda eğlenip ertesi sabah gittiğini haber aldıkları.. Özleyip telefona uzandığında, o numaranın artık sadece rakamlar kümesi olduğunu farketmesi..

Yağmur o denli şiddetliydi ki, az ötesindeki ağaç sanki bir rüya, bir aldatmaca gibi puslu görünüyordu. Sırılsıklam olmuştu.. Yüreğinin aksine…

Gözlerini ağaçtan ayırıp gökyüzüne çevirdi.. Yukarda sanki büyük, kanlı bir savaş vardı.. İyi taraf yağmuru boşaltıyor, kötüler mızrak gibi yıldırımları saplıyordu yeryüzüne..

Binlerce yıllık, kazananı olmayan bir kaos. Zira yaşamaları için yağmurun gönderildiği canlıları, yıldırımlar yakarak öldürüyordu..

Bazılarının, sevdiklerini önce yeşertip, renklendirip, sonra ansızın, yıldırım benzeri tek bir cümle ile küle çevirmesinden farksızdı..

Ağacınsa, nasıl doğup neler yaşayarak büyüdüğünün, kısacası hikayesinin bir anlamı yoktu artık.

Bundan böyle yüz yıldırım da çarpsa, üzerine seller de yürüse bir önemi yoktu onun için. 

Yağmur hafifliyordu..

Belki de diye geçirdi içinden. 

Onun asıl huzurlu dönemi tam da şimdi başlıyor…