MUSİC Player

17 Kasım 2015 Salı

El falı...

Zifiri karanlık bir sabaha karşı, bar önü sigara molası.. Alkolle karışık bir duman çekimi sonrası, karşısında beliren kara iri gözlü, kıvırcık, uzun, inatçı saçlı bir kadın buldu...
Kadının gözleri, "ne kadar kaçsanda seninle konuşacağım, boşuna debelenme" diyordu...
Teslim oldu...
- Merhaba..
Kadın: - İkimizde yeterince alkollüyüz. Formaliteyle zaman kaybetmeyeceğim.. Elini ver..
Şaşkın.. Ürkek.. Uzattı sağ elini...
Kadın zaten iri olan gözlerini daha da irileştirmeyi başararak elin içine sızdı sanki...
-Ben konuşurken sözümü kesme...
Ne olduğunu anlamaya çalışmaktan vazgeçmiş, kapaklarını zorladığı gözleriyle,
- Tamam..
diyebildi..

- Aslında kolay bir hayatın olmuş.. Ama öyle keskin köşeler var ki.. Sende kalıcı hasar bırakmış... Hassas herifsin.. O serseri görüntünün altında pamuklara sarıp koruduğun bir kristal var... Ve ona birinin ulaşması senin en büyük kabusun... Korkuyorsun.. Zira o kırıldığında, sen parçalanacaksın.... Biliyorsun..

Bu dedi kendi kendine..
Alkolün beyne etkisi olmalı.. Aslında kadın konuşmuyor.. Onu seslendiren ben olmalıyım...
Ama iri gözlü, kıvırcık inatçı saçlı kadın susmadan, acımasızca devam ediyordu...

- Aşıksın sen.. Çok iyi tanıdığın, uzun zamandır ayrılamadığın, işten çıkar çıkmaz koşarak yanına gittiğin, buluştuğunda da sabaha kadar tutkuyla seviştiğin birine...
Kendine...

Başlarda zorlukla dinlediği kadının susmasını istemiyordu şimdi.. Uzun zamandır dinleyemediği bir parça, kurak yazın ardından yağan ilk yağmurun sesi, eski bir dostun sohbeti gibiydi sanki..
Şaşkınlığını atmış, küçükken annesinin uykudan önce yanına kıvrılarak ona okuduğu hikayeleri dinler gibi dinliyordu.. Merakla... Sonuydu merak ettiği... Böyledir insanoğlu.. Kendisini başkasından dinlemeyi sever.

- Bu senin seçimin.. Kıskançlık, gurur, ihtiras, tutku.. Herşey var... Birgün onsuz uyanmak korkusu hep içinde.. Dünyanın en kusursuz kadını yanında olsa bile...
Ve siz birlikte yaşlanıp, birlikte öleceksiniz.. İki yalnız adam...

Eli havada kalmıştı.. Kendine geldiğinde kadın sırtını dönmüş içeri girmek üzeredi..
Ardından seslendi
- Pardon.. Sadece bir sorum var.. Bütün bunları elimde nasıl gördün?

Kadın müstehzi gülümsedi..
- Ben bütün bunları elinde değil, yüzünde gördüm....





29 Eylül 2015 Salı

Seks miydi konu?






Alkollü bir sabaha karşıydı.. Onu aradı.. 
Telefonla aradığı, para karşılığı seks yapan, mutlu olduğuna kendini inandırmış zeki bir kadındı...
Aylar önce, bir barda tanışmışlardı.. Kadın, kısa hayatında çok şey yaşamış, kırılmaktan bezgin, gülümsemekten vazgeçmiş, alımlı biriydi... Adamın alkollü olduğunu anlamış ama bir yandan duygularını merak etmeye değer biriyle konuşur bulmuştu kendini...
Konuştular.. Konuşmaya çalıştılar onca gürültü içinde. Kadın şüpheci, soru işaretlerinden kurtulmaya çalışarak tanımaya çalışıyordu karşısındakini..
Adamsa yalnız, seksi, zeki ve hoş bir kadını izleyerek, dinleyerek içmenin keyfinde, herşeyden habersizdi... 
O sırada yanlarına iri yarı, saçları jöleden pes etmiş bir genç adam yaklaştı..
Kadına;
Bu gece boş musun?  dedi..
Belli ki tanıyordu..
Kadın ona doğru döndü;
Sevişiyorum görmüyor musun? dedi...
Genç adam afallamıştı.. Arkasını döndü uzaklaştı.. Anlamamıştı...
Yarım saat sonra bardan birlikte çıkarken kadın adama;
Senin derdin seks değil sen sevişmek istiyorsun ve bunu kelimelerle yapıyorsun.. Gel benimle dedi..
Yıllarca yaşanmışlık 4 saate sığdı o gece.. 
Parasızlık, kimsesizlik, çözümsüzlük, sıkışmışlık.. 
Sırlar anlatıldı, paylaşıldı..
Güneş doğarken kadın zorla açabildiği gözleri, güçlükle kontrol edebildiği dudaklarıyla,
Bu gece oradaydım.. İyi ki.. Ve sen......
Sızmıştı...

Sevişmişlerdi..

Çoğu insanın anlayamayacağı türde.. Kelimelerin dans ettiği cümlelerle...

Alnına derin bir nefesle öpücük kondurdu.. Üzerini örttü..

Buzdolabından bir bira alıp balkona çıktı... Yıldızlara bakarak..

Siz de farkındasınız biliyorum.. Bu gezegende çok fazla acı var... Yüzyıllardır neyi izliyorsunuz.. Artık biriniz gelip çarpın şu dünyaya.. diyebildi...

Böylesi bir gezegenin ferdi olmak ağır gelmişti.....