MUSİC Player

17 Temmuz 2014 Perşembe

Dans


Kemerde bir club'ta dansçıydı. Belaruslu ve Türkçesi azdı. O gece işi bitmiş kapıda servis bekliyordu. Tüm gece göz göze geldiği o adam çıktı birden kapıdan. Adam yaklaştı birşeyler içelim mi dedi ingilizce. Arkadaşlarına baktı. Adamı tanımıştı.. Tek başına gülümseyerek bira içen, dans edenleri keyifle izleyen ve belli ki burada olma nedeni bu olan zararsız biriydi.. Karşı ki loş sokağı işaret etti gözüyle. Gece saat 04'tü'. Müşterilerle çıkma alışkanlığı yoktu ayrıca yasaktı da.
Adam sokakta bir pub'a oturdu beklemeye koyuldu. 15 dakika sonra karşılıklı bira içiyorlardı. Kız az önce yüzlerce insanın önünde saatlerce bikiniyle dans eden bir kadın değil de, oradan geçerken canı bira istemiş biri gibiydi. Yarım saat sohbet ettiler. Sonra kız birden 'çok yorgunum' dedi ingilizce. 'Seninle uyumak istiyorum. Sorun olur mu?' Adam kızın gözlerine dalmış zaten rüya gördüğünü düşünüyordu... Birlikte kızın oteline gittiler. Balkonda kız adamın omuzuna başını koydu, yarım saat hiç konuşmadan gökyüzüne baktılar. Aynı gökyüzünün, ikisinin de farklı zamanlarda, farklı yerlerde acılarına tanık olduğunu düşündüler. Konuşmadılar. Konuşamadılar.. Seviştiler.
Gün doğuyordu. Kız adama 'Hadi git.. İkimize bu kötülüğü yapma.. Güneş doğmadan git. Aşık olmayalı yıllar oldu ve ben buna alıştım. Sana ne yaptılar bilmiyorum ama yaralı vahşi bir hayvan var içinde.. O öldüğünde sen, sen olmayacaksın. Onu öldüren kadın olmak istemiyorum. Değişemezsin. Kalırsan sana başka bir şehir olmayacak ya da ben seninle geleceğim. Bunun olmasını ikimiz de istemeyiz. Biliyorum.. Lütfen..' dedi..
Adam bir süre öylece kaldı. Kıza baktı..
Gitmeyi red edip, sonrasında hayatını altüst ettiği kadınları düşündü. 'Haklısın' dedi. Kalktı giyindi. Hoşçakal demek için kıza döndü. Pencereden dışarı bakan kıpkırmızı, yaşlı bir çift göz gördü..

Çıktı.. Taksi çevirdi.. Gün doğumunun denize vuran turuncu rengine, taksi camından yansıyan bir çift gözyaşı karışıyordu...